Çarşamba, Eylül 29, 2010

Laylaylom days are over...


Laylaylom günler bitiyor ama başka laylaylom günler başlıyor. 1 Ekim' de doğuruyorum :) Bebeğim bir türlü dönüp doğum pozisyonuna gelmediği için sezeryan oluyoruz. Kendisi öyle tercih etti artık bize laf düşmez :)


Bebeğime kavuşucam diye çok heyecanlıyım ama tabi doğal olarak endişeliyim de. Her gebe bunu yaşamıştır, yaşayacaktır eminim. Ama ben bir de baskın bir hüzün duygusu içerisindeyim. Hamilelik günlerim sona eriyor diye.... Bu kadar güzel birşey olduğunu bilmiyordum hamileliğin ve genelde de şikayetlerle anlatılmıştı bana. Sadece 1 kişi bana hamileliği çok özlüyorum çok güzel bir duygu demişti. Çok haklıymış.


Anlatılır bir duygu değil. İçinde bir bebeğin oluşu ve aranızdaki sadece size ait olan iletişim... Bütün dünya bir kenara olacak kadar hoş bir duygu. Doğuma 48 saatten az kaldı ve ben keşke bir iki dün daha olsa diyip duruyorum, doyamıyorum bebeğimin karnımdaki hareketlerine, onu içimde hissetmeye. Koca göbekle hareketlerimde ve uykularımda zorlansam da çıkıp yürümeye, dünyayı dingin bir zihinle hissetmeye... O içimdeyken nefes almaya...


Biliyorum o dışarıda iken de güzel olacak ancak hamilelik başka birşeymiş. E hormonlar ve doğa da sizin için çalışıyor hamilelik döneminde. Toplumda olduğu kadar doğada da özelsiniz o dönemde. Bir huzur, bir sağlık geliyor bedene... Tabi bu sorunsuz hamilelikler için geçerli ve ben çok şükür ki sorunsuz bir hamilelik geçirdim. Duygusal olarak da Eray' ın gösterdiği ilgi sevgi ve anlayış sayesinde bulutların üstündeydim hep... Ne şımardım ne de arsızlaştım. Sadece ve sadece mutluydum. Saf mutlu...


Şu son 4-5 gündür de çok suskunum işte. Sezeryan korkusu, bebeğim iyi olacak mı endişesi, durdurak bilmeyen bir koşturmacaya girecek olmanın korkusu ve laylaylom mutluluğun beni terkedecek olması korkusu. Susturdu çok fena beni son günlerde... Bir de arada bir gelen ve yine bir hapşırık gibi ani ağlama krizlerim oluyor ki o da normal heralde... Çok kaotik duygular içerisindeyim ve bunları yönetmek, kontrol altına almak hiç de kolay değil...


Ama geçecek. Bebiş gelince yeniden canlanıcam inşallah :)


Son günleri Eray' la doya doya gezerek, sohbet ederek, birbirimizin gözlerinin içine bakarak, müzik dinleyerek ve tavla oynayıp :) gülerek geçeriyoruz... Benim için huzur böyle bişeymiş...

Ve çok şanslıyım ki hayatımda bu duyguyu tadabildim...

Hiç yorum yok: